1 Haziran 2010 Salı

KALINTILARDAN

Anılarımın dar sokagına dogru bir yolculuga çıktım. bir daha asla gitmek istemicem emin ol...Kendimi nasıl yaktıysam kenti de alevler içinde bıraktım..Hafifletici hiç bir sebebim yok. Sadece siyah ve ölümsüz olduğumu biliyorum. Yalnız ve kimsesiz… Ayışığının gözlerimi açık bıraktığı bu gece pencereden dışarıyı seyrediyorum… Eğer karşı evde oturuyor olsaydın senin sabahların için begonyalar alırdım…Dünyanın bütün sabahlarına; uyanmak istemediğim uykumu anlatarak, gelişimi hızlandırır belki de zamansız aşk mektubuma ismini yazmayı başarabilirdim…İçimden bir ses “yazıyormusun” diye sordu..”Evet” dedim… Ama henüz adını yazamıyorum sayfalara.. Bazen her bekleyiş sessiz bir barınağa döndürür kalbini.. Durur ve “bana ne kadar uzakta acaba” dersin.. “Bana yine böyle aynı gelecek mi”Bunu sakın deme.. Diyemez kimse.
Suskunluğuna çareler arıyorum, sana ihtiyacım var.. Yenildiğimi duyacağım bütün sabahlar için… Üzülme.. Uyurum ve herşey geçer.Niye elini vermiyorsun?
Ve elini vermediğin için uzun kumsallarda dudaklarıma dokunup orda kalmadığın için o masum ülkeyi hayat vermeyecek kimseye, hayat cimri, hayat acımasız davranacak ellerinden korkanlara.. Bana kızma sadece sevilmek istedim.. Dışarda güneş vardı..
Neden anneannemin kuzu tüyü misafir minderlerini ateşe verdim… Neden depresyon ilaçlarıyla intihar ettim.. Sadece senin olan rüyaya sarılıp uyuyabilmek için..
Aşkın keşke mozart yanını sevseydim. Keşke.. O zaman yanmazdı canım.. Kızma bana! İstersen uyutma.. Seni hep affederim.. Sigaranın dumanı ciğerlerinin kokusuyla giderken bir iz bulurum asansörün aynasında.. Yalan çocuklarıyız,aşk diye inliyor sesimiz.. Sadece bu yüzden birbirimize dokunduğumuzda aldığımız hazdan hızla kaçıyoruz..… Olsun.. Sen yine de gel..
Yoksa en aydınlık sokakta şiirimi çalmaya kalkan belki de bu yüzden benden nefret eden başkası mıydı? Korkulardan korkmadığımızı anlatmak için mi kırdık sokak lambalarını birer birer?
Sevdiğim şarkılar çalıyor ve her an ağlayabilirmişim gibi geliyor bana… Orda keşke deniz olsaydı diyorum.. Ayrılırken sana hiçbir şey anlatmadım.. Duracak ve bir kadeh gibi kırılan kalbini hissedeceksin.. Direksiyona yapışan ellerimden kayıp gözyaşlarını yollara dökeceksin diye…
Acımasızlığını son patikada bırakmıştın. Durgun bir nehir için herşeyi bırakmayı seçtin.
Ellerime bak! Eskisi gibi tutamıyorum gitarımı… İki tel arasına sıkışmış bir sözcük, bulana dek debeleniyorum… Sen bir ceza gibi, bir şeyler mahrum ettin ellerimi.. Herkesin dönecek yeri var, benimse ihanet eden anılarım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder